Haberler
SPERMA
Günümüzde, erkek kısırlığı kavramı giderek daha çok dile
getirilir olmuştur. Bununda en önemli sebebi, teknolojinin ilerlemesi ve ortak
yaşam alanlarının doğallığının bozulmasıdır. Etkenler ise, bilinen-bilinmeyen
elektronik (radyoaktivite, yayın-ses dalgaları) ve hormonlu ortamlardır.
(yiyecek-içecekler). Ayrıca, sigara, alkol, fast food gibi yeme alışkanlıkları
ve bazı meslekleri de sayabiliriz. Bu diyarda ve bu koşullarda yaşamak zorunda
olduğumuza göre olayı tekrar bir gözden geçirelim.
Erkek
kısırlığında en önemli kıstas, sperm dediğimiz meni değerlendirmesidir. Bu
değerlendirmeye, “spermiogram”
denmektedir. Burada, bir takım alt-üst değerler vardır. Bu değerlerin
yorumlanması; bu konuda uzman kişiye ait olmalıdır. Şöyle ki, sayının çok ya da
az olması tek başına belirleyici bir kriter değildir, bir çok faktörle birlikte
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çok değil,
bundan 15-20 yıl önce, bir çok erkek, menilerinde canlı sperm bulunmadığı için
baba olamıyordu. Ama gelişen teknoloji ile artık mümkün. Hiç sperm hücresi
bulunmasa bile tıbbi tabiri ile “azospermi” saptansa bile, bir takım işlemlerle
baba olunabiliyor. Bu şekilde olup, baba olamayan erkek yüzdesi de az değil,
%15’lerde. TESE ya da Mikro TESE denilen işlemlerle, direk testislerden sperm alınıyor
ve tüp bebek yöntemi ile gebelik gerçekleştiriliyor.
Bir de
testislerden dahi, sperm elde edilemeyen bir durum var ki, en zoru bu olsa gerek. Şu an tıbben baba olamazlar
dediğimiz grubu oluşturuyor. Günümüzde nu konuda da, ileri bir takım, kök hücresi çalışmaları
yapılmaktadır. Testislerin içindeki bu tip hücrelere, hormonlar verilip
olgunlaştırmaya ve sperme dönüştürmeye çalışılmaktadır. Ancak, bu çalışmalar
henüz sonuçlanmamıştır.
Bu yazımızdan
anlaşılacağı üzere, erkeklerde sperm kalitesini bozan faktörler günümüzde
giderek artmaktadır ama bunun yanı sıra bebek sahibi olmayı kolaylaştıracak
teknoloji de hızla gelişmektedir. Çok yakın bir gelecekte, özellikte erkek
kısırlığının tarihe karışacağını söylersek, hayalci olmayız. Tabi o zamanda
tartışacak yine çok şeyimiz olacak. Etik konular ve yeni nesillerde ortaya
çıkacak sağlık sorunları gibi…
Dr. Erdal
Yermez